ya da yeni yine yeniden! sıralamasından tam olarak emin olduğumu söyleyemeyeceğim. evet, bu saçma ama özel alan adı 3 yılı aşkın zamandır bende. natro’nun hışmından kaçıp guzelhosting’e sığındık ama veri tabanı ve fotoğraflarımı kaybetmiş oldum. muhtemelen en ciddi iki yazım olan murat menteş ve ihsan oktay anar beyciğimle ilgili olan yazıları ömer abi’den ya da kendi arşivimden bulabilirim. diğer gözbebeklerimi kaybettim, sağlık olsun. ama şu üstteki fotoğrafı bulmam lazım. neydi o tabelada yazan şehir? bi de şu editörün arkaplanını değiştirin be aga. bu nedir böyle bembeyaz.. neyse nerede kalmıştık. yine yeni yeniden! ya da yeni yine yeniden…
Karadut ve Menteş
Vehbi Abi bize iki karadut! Buranın karadutu meyve değil paket ama çok
hoşuma gidiyor niyeyse. Eyvallah Ağabey, eline sağlık. Karadutlarımız da geldi,
sana Menteş’i anlatmaya başlayayım. Enteresan bi adam Menteş. İslâmcıların
parlak çocuğu olarak başladığı hayatına seküler bir kardeş olarak devam ediyor.
74 yılında doğmuş. Ailesinin gözbebeği mi köstebeği mi bilinmez…
Hem şair hem de yazardır kendileri. İki şiir, iki deneme, dört roman,
bir de çizgi roman(?!) çıkartmış şu ana kadar. Kitaplarına hep enteresan isimler
vermiş, kitaplarındaki karakterlere de öyle. Dedim ya enteresan bi adam diye.
Romanlarını “saatte 300 km hızla giden bir spor araba” gibi tasarladığını
söylüyor. 300 de çok be. 300 km hızla giden Formula 1 aracı dese nasıl olurdu
acaba? Fazla dağıtmadan toparlarsak eğer, siftahını deprem yılında Kuzgun’un
Gölgesi şiir kitabıyla yapmış. Bu kitap 25 yaşındayken çıktığından mı bilinmez,
bu kitabını “gençlik yıllarında yapılan bir kaç karalama” olarak görüyor Menteş
ve ikinci şiir kitabı Garanti Karantina’yı okumamızı söylüyor. Siftahtan iki
yıl sonra ilk kurşunu gönderiyor bize. Kaosa Mütevazi Bir Katkı, ilk deneme
kitabı Menteş’in. Üslûbu romanlarından farklı, daha net bir çizgisi var. Bir
iki yıl daha geçiyor ve yine bir deneme kitabı çıkartıyor Menteş. Bu sefer
kapağın üzerinde Aynalı Barikatlar yazmasına karar veriyor. 11 eylül
saldırılarının gölgesinde çıkan bir kitap. Kitap boyunca terör ve şiddet
kavramlarını üstüne basa basa kullanıyor. Bu iki kitapla alakalı enteresan bir
durum var. Şaşırdık mı? Hayır. Mevzu bahis Menteş olunca insan şaşırma yetisini
kaybediyor. Bu iki kitabın baskısı şu an yok. Baskısı olsa peynir ekmek gibi
olmasa da saatte 300 km hızla giden bir spor araba gibi satardı herhalde. Bu
duruma Ömer Abi’nin enfes bir yorumu var. “Bu adam bence kendine redd-i miras
yapıyor.” demişti. Sen bilmezsin ama Ömer Abi’nin böyle aforizmavâri cümleleri
meşhurdur bu Kemâh aleminde. İşin açığı Ömer Abi’nin yorumundan daha iyi bir
yorum bulamadığım için yorumunu mantıklı buluyorum. Satmayacağı için
olmayacağını düşünüyorum. Çünkü 130 küsür sayfa, 1300’ü aşkın entry Murat
Menteş başlığının altına yığmış bir kitle bu adam osuruk türleri hakkında kitap
çıkarsa alırlar. Kitaplar nadirkitap.com’da 200-300 kağıt ediyor. Ciddi
miktarlardan bahsediyoruz yani. Vallahi ben daha iyi bir yorumda bulunamadım.
Sen de oku hepsini senin de yorumunu bekleriz.
Yine iki yıl sonrası. Bu sefer ilk roman. “Eğer şair olmasaydım, böyle
romanlar yazamazdım.” diyen Menteş Dublörün Dilemması’yla kitabın kapağında
vaadettiği gibi hızlı bir giriş yapıyor roman piyasasına. Kitabın kapağı
değişiyor, yayınevi değişiyor vesâir ama hız hep aynı. Eğer benim gibi nispeten
az roman okumuş biriysen William Golding’in kağnı hızından sonra baş döndürücü
etkisi yaratıyor Menteş. Kelime dansları, bir çırpıda azalan sayfalar,
adrenalinin tavan yaptığı olay örgüsü AMAN ALLAH’IM! Büyülüyor seni âdeta.
Burada sana bir spoiler vermeliyim, bu büyü çabuk bozuluyor, hem de büyücünün
kendisi tarafından. Karakterlerine verdiği enteresan isimlerden bahsetmiştik
bir kaçını burada zikretmesek olmazdı. Nuh Tufan, İbrahim Kurban, Ferruh Ferman
gibi isimler vermiş kağıttaki kahramanlara. Kitabı okurken aynı olayı 2-3
karakterin bakış açısından yazması etkileyici. Olayı okuduğunda anlamsız gelen
ya da “niye yaptı ki bunu” dediğin bazı noktaları öteki karakterden izleyince
“haa şimdi oldu” demekten kendini alamıyorsun. Kitabı bir çırpıda okuyup
bitirdikten sonra ikinci romanı almak üzere kitapçıya giderken bulabilirsin
kendini. Ama merak etme, bu hipnoz etkisi ya da vuruculuk (ne dersen de) giderek
sönüp gidecek. O yüzden benden sana tavsiye romanlarını ne zaman alırsan al,
hepsini bir arada okuma. Aynı tarzdan sıkılabilirsin. Aynı hız, adrenalin bir
yerden sonra etkisini yitiriyor. Al, kitaplığında dursun, ayda bir falan oku,
keyifli olur. Kitaplar ancak yoklukta gider demiyorum sakın yanlış anlama.
Sadece… amaan, nasıl anlarsan anla canım ne yapayım.
Biz en iyisi kronolojik sıraya geri dönelim. Bu seferki romanı için dört
yıl beklememiz gerekiyor. Korkma Ben Varım yine keyifli, eğlenceli, bir çırpıda
okunan, kelime oyunlarıyla güldüren bir anlatı. Hala büyü bozulmuş değil,
heyecanın taze. Okumaya devam ediyorsun.
Sadece bir yıl sonra yine sarı bir kapakla ikinci şiir kitabını çıkarıyor
Menteş. Beni bilirsin, pek şiirden anlamam, arada okurum, keyfime bakarım. Şiir
konusunda beylik laflar etmem, savunmam da. Okurken keyif alıyor musun?
Kesinlikle evet. Ötesi için Ömer Abi’ye uğramanı tavsiye ederim sana. Şiirleri
kaliteli mi değil mi, vezni nedir gibi sorularını güzel bir pipo tütünü
karşılığında sohbet ortamında sorarsın. Seni O’na havale ettim.
Tamı tamına üç yıl sonra biraz yaşlandırır seni Menteş. Ruhi Mücerret
isminde bir katil çıkartır piyasaya. Katil dediysem yanlış anlaşılmasın,
kendisi 100 yaşında bir gazi. 100 yaşına gelene kadar O’ndan sonra doğan birçok
kişiyi mezara gömmüş de ondan katil diyorum. Ha kitabın sonunda bildiğimiz
türden katil de olacak ama onu okuyunca görürsün.
2018 Antika Titanik yılı. Titanik’i bilirsin, hani şu tanrının bile
batıramayacağı gemi var ya. Mekan olarak onu seçmiş Menteş bu sefer. Güzel
kitap, bol adrenalinli ve keyifli. Evet, söyleyeceklerim bu kadar.
2019 yeni bir yıl yeni bir tür. Çizgi roman, Menteş’in kurgusuyla Hakan
Karataş’ın çizgisi birleşirse nasıl bir şey olur diyorsan doğru yerdesin.
İçinde 11 tane “üstad” barındıran ve bunlarla kısa bir muhabbet yapan bir adam
rolünde Menteş. Bütün kitaplarını okudun artık bunu da oku bari ama büyük
beklentilerle açma kapağını. Bir saatte eritebileceğin bu kitap sana pek hitap
etmeyebilir. Sadece hiç okumadığın veya ismini bile duymadığın adamları sana
duyurmaya yarıyor bence. Daha fazla anlam yüklemenin anlamsız olduğunu
düşünüyorum.
Evet, 20 yıldır kitapları basılan bir adam Menteş. Peki, biz bu adamı
niye okuduk soruna yanıt vermek istiyorum müsaadenle. Hayır, bu soruyu sormamış
olman benim umrumda bile değil. Yedi kişiden oluşan yaşları genel itibarıyla
bir kitap grubumuz var. Haftada bir toplanıp bir kitabı ya da bir kitabın bir
bölümünü konuşuyoruz. Hakkında yazılar okuyoruz, araştırmalar yapıyoruz,
tartışıyoruz. Kendini geliştirmeye çalışan, ufkunu genişletmek isteyen,
entellektüel bilgi-birikimi artsın isteyen yedi kişiyiz. Roman teorisi
okuyorduk aslında, biraz bunalınca yeni toprakları fethedelim istedik ve
Menteş’e yöneldik. Okuduk, keyif aldık, güldük, araştırma yaptık. Menteş ve
kitapları hakkında biraz bir şeyler biliyoruz.
Menteş ve kitapları hakkında ne söyleyebilirim? Menteş hakkındaki en
büyük eleştirim seküler İslamcı profili çizmesi. Hepimiz kardeşiz mavrası hiç
bir zaman iş görmedi, görmeyecek. Hak ile batılın kavgasında bu iki grubu
ayıran net çizgiler hep vardı. Bunları yumuşatmak anlamsız geliyor bana.
Antika Titanik’i yazarken 3000 sayfa not tuttuğunu söyler Menteş. 3000
sayfa çok ciddi bir çalışma. Yaptığı işe böyle değer vermesi etkileyici. Daha
önce 3 yıl denizcilik araştırması yapan İhsan Oktay Anar’a sevgi ve saygılarımı
sunarım. Kitapları popüler kültür kitapları, klasik romanlardaki gibi
sayfalarca süren betimlemeler falan arıyorsan Menteş’e bulaşma bile. Hızlı,
heyecanı dorukta bir anlatı okumak istersen aradığın adam Menteş. Bu kadar
sövdük ama gayet de okunabilecek bir yazar olduğunu düşünüyorum. Okurken keyif
alacağın, yer yer güleceğin enfes bir düş vaadediyor sana Menteş. Ötesi değil
ama. Nasıl ki düşler unutulur, Menteş’i de okuduktan bir süre sonra “Eee, ne
kaldı aklında?” sorusuna “Keyifliydi, güzeldi, çok güldüm.” Den başka bir cevap
veremiyorsun. Okumanı tavsiye ederim, modern yazarlar arasında ışığı parlak
bir yazar.
Eh, karadut da bittiyse kalkalım hadi, başka bir yazarda yine gelir
hüpletiriz. Kal sağlıcakla…
21/05/2019
Adamlar, SOAD ve Metallica ile birlikte…